Andrew 'Bu imkânsız! Bir insan nasıl bir iblise âşık
olabilir?' dedi.
İblis öfkeyle 'Aşkımızı yargılamak sana mı kaldı zavallı
insanoğlu? Gerçekten o acınası yeteneklerinle bizimle
başa çıkabileceğini mi sanıyorsun?' diye yanıt verdi.
İblis alaycı sesiyle onu küçümseyerek devam etti:
'Hem imkânsız olan da nedir? İmkânsız sözcüğü sadece
sizin gibi çaresiz bir ırka yakışan bir kelime!' 'Uzun
tırnaklı, güçlü eliyle sivri ama gür sakalını okşayarak' Ama tabii, siz, siz farklı bir son bekliyordunuz değil mi?
Bunun sadece iyinin kazanacağı bir peri masalı
olmasını!.. Anlıyorum sizi.' dedi gülerek.
Sonra gözlerini kısarak korkutucu sesiyle 'Aptal çocuk'
Gerçek öyle değil! İyiler bu dünyada asla kazanamaz!'
dedi.
Toprak zeminde dalgalanan bir görüntü misali
toynağa dönüşen ayaklarıyla yürüyerek konuşmasına
devam etti: 'Jerome nasıl bu hâle geldi, hiç merak
etmediniz mi? Lükse olan düşkünlüğü, pervasız tavırları
ve doyumsuzluğu! Çok sevdiği annesinin ölümüne
neden olan o kazayı biz planladık. Böylece onu sonsuz
yaşamı aramaya yönlendiren de biz olduk. Onu daha
küçük bir çocukken biz seçtik! Özellikle onu istedik.
Sonuçta yazıcı olan babası Edmunde'u da saf dışı
bırakmış olduk.
-