Sadece balıkların değil, gökyüzündeki kuşların, ormandaki hayvanların canlarını almaya tabiatım müsaade etmezken Devlet-i Aliyye’nin ünlü, boynunu vuracağı kişiyi önce gönül alıcı sözlerle gusül abdesti almaya yollayan, dönüşünde de cellatlığın zalimliği ile onun başını uçuran adam oldum.

Kartal bakışlı dedesinin zümrüt gözlü Borysko’su… Çocukluğum orman köyünde şarap içenlerin, keman çalanların coşkulu danslarda kahkahaların en canlısını atanların yanlarında geçmişken Devlet-i Aliyye’de cellatların başında Eyyüb Naci oldum.

Çocukluğuma kara perde indiren insafsızların, yüreğime saplanan hançerlerinin açtığı kapanmaz yaralarının acılarından kurtulamadım ben. Güzelliği kaybolmayan umutlarım varken tutulmaz isyanlarımı nafile yere bastırmak istedim.

Ben, rüyalarımı hakikat yapan, Aya Nikola’nın güzel kızı Malinda ile güllerin büyülü dünyasında var olmanın doyumsuz lezzetini yaşadım.