İnsanlar; ölümü bedenin fonksiyonlarını kaybetmesi sanıyor, ölenler için 'yaşamını kaybetti' deniliyor.
Tanrı katında yaşadığımız hayat bir gün bile değilse, yaşam nedir o zaman?
Yediğiniz yemekten, içtiğiniz sudan tat alıyor musunuz?
Eşinizle veya sevgilinizle, çalıştığınız işte, arkadaşlarınızla mutlu musunuz?
Seviştiğinizde ruhunuz orgazma ulaşmıyor mu, yanlış kişiyle mi seks yapıyorsunuz?
Her şeye kızıyor, herkesi mi suçluyorsunuz? Şu anda ki yaşamınızdan siz değil de sizi bu duruma sokanlar mı sorumlu?
Neden istedikleriniz olmuyor, hep hayal dünyasında mı yaşıyorsunuz?
Umudunuz hala yerinde mi?
Hz. İsa için 'ölüleri diriltiyor' denilirdi, peki siz ölü müsünüz? Diri mi?
Tanrıya göre ölüm diye bir şey yoksa yaşadığınız bu hayat nedir peki?
Cenneti veya cehennemi ölüm diye inandığınız şeyden sonramı sanıyorsunuz?
Yaşadığınız hayattan tat almıyorsanız, ölüsünüz demektir ve dirilmeye ihtiyacınız vardır.
Ve dirildiğinizde; yaşam dediğimiz olguda gözünüzün gördüğü, ruhunuzun hissettiği hiçbir şey size asla acı veremez.
Korku, endişe, telaş ve her türlü acı ölüler dünyasındadır, madde aleminden mana alemine geçeceksiniz, isteseniz de istemeseniz de.
Çünkü Tanrı 'dönüşünüz banadır, herkes bu cehennem hayatını tadacaktır sonra cennete gireceksiniz' der.
Cehennem zihindir, size korku, vesvese veren her şeydir, bir an önce kurtulmanız gerekendir.
Cennet ise kalptir, Tanrı oradadır, kendinize bir iyilik yapın Tanrıyla tanışın.
Veyis Sarıkaya 18 mart 1978 yılında Ankara`da doğdu ilk orta ve lise tahsilini Ankara`da yaptı. İşportacılıkta dahil olmak üzere çeşitli işlerde çalıştı. 1998 yılında İstanbul`a yerleşti. 17 yıl evliliğinin ardından boşandı ve kızıyla beraber yaşamaktadır.
Aynı zamanda işadamı ve uluslararası bir şirket sahibidir, sırasıyla ÖLÜM VE AŞK, DERVİŞ Aşkın Yolculuğu, JAGUAR ALAN BİLGE ve KADIN kitaplarının yazarıdır.
Dünya hayatının sadece bir yolculuk olduğunu, yaşamdaki tüm koşuşturmacanın insanın kendini tanıması için sadece bir araç olduğunu, madde ve ruh ilişkisini çözmenin dünya yaşamından özgürleşmenin bir adımı olarak kemale erene kadarda devam edeceğini söyler.