Bir zamanlar içimdeki çocuğun penceresi hep bahara doğru açılırdı. O zamanlar dünya bu kadar soğuk değildi. Herkes birbirini sevgi ile karşılar, birbirlerinin mutluluklarından kendilerine pay çıkarırdı. Eşyaların salgın bir hastalığa dönüşmediği zamanlardı bu zamanlar. Bu zamanlarda karşıdaki insanın zenginliğine göre değişmezdi üslup. İnsanın zenginliği kalbinin aynasıydı. Tencerelerin içinde pişen yemekler çeşit çeşit değildi. Lakin sevgiyle pişirilen yemeklerin tadı bir başkaydı. Odaların dar ama huzurun arşıâlâya çıktığı yuvalarda büyüyordu çocuklar. Robotlaşmamışlardı o zamanlar. Ne yazık ki insan geçmişi düzeltemediği gibi geçmişe de dönemiyordu. Bunca acının vuku bulduğu dünyaya tek başıma merhem olamazdım. İçinde kin ve kötülükten başka bir şey bulunmayan insanların kirlettiği dünyadan iliğimle, kemiğimle nefret etmiştim. Ama biliyordum bir yerlerde güzel insanlar hâlâ yaşıyordu. O güzel insanların karşısında saygıyla dizlerimin üstüne çöküp avuçlarının içinden damlayan sevgi sularını tüm dünyaya serpmek isterdim. İşte buydu taşlaşmaktan korkan kalplere dayanma gücünü veren. İşte buydu siyaha boyanmış caddelerden ara sokaklara kaçıp soluk aldıran. Bir gün elbet her insan kalbinin yansıması olan kendi evini bulacaktı.
Ensar Türkay, 19 Temmuz 1992 Denizli doğumlu şair ve yazardır. Aslen Erzurumludur. İstanbul Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2017 yılından beri Adalet Bakanlığı bünyesinde memur olarak görev yapmaktadır. On yılı aşkın süredir yazdığı şiirlerin bir gün onu kitap yazmaya iteceğini hiç düşünmüyordu. Lakin yağmur damlalarının kalbini ıslattığı bir gün de kaleminin mürekkebi kabına sığmayıp yüreğinin defterini çizmeye başlamıştı. İşte bunu keşfettiği an bir roman yazmaya karar verdi. Sonunda onu neyin beklediğini bilmiyordu lakin fani dünyaya bir eser bırakabilmek adına bu yazdığı kitap onun için çok değerliydi. İçinde hüznün ve umudun bol olduğu "Sayha" isimli kitabı hemen hemen online kitap satışı yapan tüm sitelerde yayında.